Biz

Biz

29 Eylül 2014 Pazartesi

POYRAZ♥♡♥


 Nasıl böyle güzel kokuyosun altını doldurduğunda bile..Nasıl bir yumoşluğun var öp öp doyulmuyorsun..Kucağımdayken nasıl susuyorsun hemen..
  Miss gibi,bal gibi,pofuduğum benim..Nefes alıp verişini yesinler. Bazen sakin bazen heycanlı hızlı hızlı..Tıkalı burnun,açık kalan ağzın :)
  Emdikten sonraki gülüşlerin,ağzını büzüşlerin,gözlerini kaçırışların..Ellerin,kolların,ayakların..Ağlarken sinirle beni itmelerin.. ;) (:
  Esnerken ki halin, kaka yaparken zorlanışın kıpkırmızı oluşun.. Kucağımda uyuyupta yatağa konulduğun anda ki çırpınışların..
  O kadar güzel, o kadar özel, o kadar sevimlisin ki.. O kadar seviliyosun ki..
  Bütün mutluluklar, iyilikler, güzellikler senin olur inşallah..


26 Eylül 2014 Cuma

Esen Rüzgarım, Poyraz'ım Benim

Mutlu Hissizliğim
  13 eylül sabah 08:43 de sezeryan doğumla dünyaya gözlerini açtı benim oğlum. İlk doğduğunda beklenen o ciyaklamayi duyamasamda bi kaç dakika sonra cırlamalarını duyup tamam ağlıyoo iyi demek ki diye geçirmiştim içimden.. Şimdi seninle geçirdiğim şu 13 günde ağlamalarını koy kenera sızlandığında noldu ki nesi var ki düşüncesiyle koşuyorum yanına.. O ilk anda hadi ağlasın,ağlasana,daha çıkmadımı niye ağlamıyor bu? deyişlerim... İnsan bebeğinin ağlamasını o an beklediği gibi beklemiyor gerçekten..
  Annem yanımda bana yardımcıydı şimdiye kadar. Gideli bi kaç saat olmasına rağmen boşluğa düşmüş gibi hissediyorum şimdiden. Ağlarsan naparım gibisinden bi telaşlardayım..
  Gün geçtikçe daha bi bağlanıyorum sanki sana. Annelik diyordum nasıl ki? hissedemedim sanki ben sen doğduğunda. İlk kucağıma verdiklerinde ağlamamı durduramamıştım.Hemen ordan kalkıp kucağıma alıp seni evime gitmek gelmişti ya içimden yapamadım tabi ki.İçimde garip bi his belirmişti elbet ama annelik hissiyatının tarifine uyduramamıştım..
  Seni kucağıma aldığımda istemsiz gülümserken buluyorum ya kendimi,kakanı yaptığında mutlu oluyorum ya,ağladığında zor tutuyorum ya kendimi,etrafı nasıl izlediğine dalıyorum ya öyle.. İçimde olanı dışa vurmadığımdanmış benim hissetmediğimi düşündüğüm. Var olanı inkarmış aslında olan..
  Anneyim ben evet ama hala bundan çekinen,kimsenin yanında bunu göstermek istemeyen..Dolu dolu oğluşum diyemeyen,sevgi sözcüklerini sıralarken aman kimse duymasın diye sessiz sessiz söyleyen..Bilmiyorum belki yapım böyledir. Sana karşı olan hislerimi,sadece sana değil genel olarak hislerimi birden açığa çıkarmaktan hoşlanmayan biriyimdir belki de..Düzelirim inşallah gün geçtikçe.
  Her dakka içimden geçenleri söylemesem de;her sana baktığımda,kollarıma aldığımda,uyurken değişen mimiklerini izlediğimde seni ne kadar sevdiğimi hatırlıyorum..Kimseye bırakmaya gönlüm razı gelmiyor. Uyusan bile tek başına odada bırakamıyorum. Tuvalete gitmek bile ertelenebildiği kadar erteleniyor sen geldiğinden beri..
  Hala tam idrak edemediğimi düşünüyorum. Kabullenme aşamasında sıkıntı yaşamışımdır hep..Düşüncelerim,duygularım hepsi askıda. Manen uyuşmuş haldeyim.. Mutluyum ama seninle ve çok sevdiğim babanla.. Öyle ki alsam seni kucağıma böyle tam kalbimin üstüne,yanımızda baban,kocam bize sarılmış halde..Başka hiçkimseye,hiçbirşeye ihtiyacım yok gibi..İkinizide o kadar seviyorum ki..

18 Eylül 2014 Perşembe

Ne Haklıymışım Meğer!

PİŞMANLIK.!
 Hamileliğimin ilk gününden itibaren nasıl doğurcaksın sorusuna 'normal inşallah' diye cevap vermiştim. Normal,olması gerektiği gibi.. Son günlere kadar bu konuda hep umutluydum. Çok sağlıklı oğluşum,sağlıklı ben,sıkıntısız olduğunu düşündüğüm hamileliğim bu umudumu yeşertmişti açıkcası..
  Son kontrollerde birden artan bebişimin kilosu sebebiyle mecburi sezeryan denildi durumuma. 3 hastane sonunda yenilgiyi kabul edip sezeryan olmaya ikna olmuştum. Benim için sezeryan seçenek değil mecburiyetti hep ki öylede oldu. Normal doğuma hevesli sezeryandan korkan biri için pek kolay olmadı tabi kabullenmek..
  Ameliyat kısmını anlatmıştım zaten bi önceki yazıda şimdi anlatmak istediğim şey sezeryan ameliyatının anlatıldığı gibi kolay olmadığı. Tamam kabul ameliyat sırasında ağrı yok,sancı yok.. Vajinada oluşan yırtık,kesi vs. yok. Saatlerce sancıyla kıvranma,tuşe muayenesi yada ne biliyim çocuğun içerde kordona dolanıp havasız kaldı mı, ıkındım ıkınamadım derdi yok evet. Ama his yok,duygu yok. Ameliyat sonrası ağrı diye bi gerçek var,beyninizin dahi uyuştuğu,bacaklarınızın size ait olmadığı,olayları kavrayamama hali.. Kıçınızın ustune oturamama hali,sırt üstü yatmaktan bel ağrısı,bel ve kıçınızdaki ağrı yüzünden yatamama,uyuyamama,bacaklarınızın üstüne basamama,yürüyememe.. Tuvaletini yapamama,gaz çıkaramama.Doğrulamama,su içip yemek yiyememek. Yahu nefes alıp doğru düzgün konuşamama hali..Eeen önemlisi bebeğinize yabancılık hissi. Dokunamıyorsunuz,kucaklayamıyosunuz.. Birlikte geçirmeniz gereken en önemli o ilk saatleri yatağınızdan onu izleyerek harcıyosunuz. Belki anneniz,belki abiniz belki eşiniz kucağına alıp öpüp kokluyo siz bakiyosunuz. Şanşlıysanız emzirebiliyosunuz. Ilk 6 saat uyuşuk olduğunuz için tek başınıza beceremiyosunuz. En az iki kişi destekli bi emzirme.. Yavrunuzu besleyemiyorsunuz.
  Bebeğimin altını değiştiremediğim için hayıflanıyorum resmen. Ben yapmalıydım diyorum. Ilk kucağına alan,ilk öpüp seven,altını değiştiren,kıyafetıni değistiren.. Dikiş ağrılarım nedeniyle emziremiyorum,ağladığında koşup nolmuş benim oğluma diyemiyorum.. Biri beni kaldıracak ki bende oğluma derman olucam.. Sevmeyi geçtim ihtiyacını karşılayabileceğim... Annen geldi oğlum derdin bitti demem için.
  Demem o ki kimse bana demesin sezeryan çok rahat ne ağrı ne sızı. Halt etmiş sezeryan diyip onu tercih edenler. Doğum sancınız yok eyvallah..Vicdanın sızlaması,bebeğinize yetememenin verdiği kalp ağrısı var ondan öte.. Daha bi hafta olmadı bebeğim dünyaya geleli şimdiden bu kadar eksik yetersiz hissediyorum kendimi..Bebeğimin başkasının kucağında huzurlu olduğunu görmek ama bunu ona annesi olarak sağlayamamak.. Kucagına alıp gazını çıkarmak işkence. Hele emzirme ilk günler tam bir kabus.Meme ucu sancısından zonklayan beyin. Yok haberi yok vucudunun süt üretmedi daha ama yavrucak aç. Daya mamayı yesin ogluşum.Yavru kokusunu doya doya çekemiyorum içime ki bi de tatlı ki kedinin cigere baktığı gibi bakıyorum oğlumu sevenlere..Sanki ben iyileşene kadar bitircekler kokusunu içlerine çeke çeke. Ben iyileşene kadar geçicek bana olan ihtiyacı da ben yerine başkasını koycak bellegine.Yineliyorum ona bişey olma ihtimali olmasaydı keşke, keşke ben doğursaydım benden almasalardı. Çekeceğim acıya razıydım şu yazdıklarım yerine..
  Oğlumun açısından bakmaya çalışıyorum bi de. Lan arkadaş ben içerde iyiydim sen bana haber vermeden beni yerimden yurdumdan güvenli limanımdan ettin demiş kızmıştır belki bana..
  Demem o ki yapmayın canlar. Normal doğumdan korkuyorum diye sezeryan seçmeyin. Ne yavrularınıza kıyın ne kendinize..O sabinin kendisini sevecek anneye ihtiyacı var. Destek alamadan kıpırdayamayan birine değil..

15 Eylül 2014 Pazartesi

BENİM DOĞUM HİKAYEM

Kısmette Sezeryan Olmak Da Varmış!
  Geçen haftada bahsetmiştim bizim oğlana iri bebek demişlerdi,sonradan normal denmişti.Meğer isem öyle değil imiş..
  11 eylüldeki doktor randevuma gittim. Hemşireye barkodu ver,üstünü aç,hmm suyu güzel,kalp atışları iyi oyy hareketlide maşallah..Kilosuna bakalım kaaç uu 3900 mu bu ? Hmm normal doğum olmaz bu bebek 4 kg geçer sen doğurana kadar. Sezeryanla almak lazım sen normal mı istiyosun? Büyük doğuma( zekai tahir burak) hastanesine git canım belki onlar normal doğuma alabilirler ama bu bebek iri..! Doktorun benim minnak kurbağam hakkında söyledikleri bunlar. Ee tabi sonrası malum hemen kocacıkla ertesi gün büyük doğum hastane yolları. Doktor muayenesi vee sonuç 4300 gr ölçülen bir bebiş. Baş çevresi büyük normal olmaz sezeryan. Yıkılan ben..
  Son çare evimize yakin özel bi hastane olan etimed hastanesi. Geldik doktor hanim saolsun muayene etmeyi kabul etti(randevu almadan gelmiştik kırmadı bizi). Nst de sancımız yok gel bir ultrosana bakalım annem. Biraz büyük mü bu bebiş. Suyu güzel,kalp atışı iyi,hareketler de güzel. Ölçüyoruum 4250 gr..İRİ BEBEK!
  Günümüzde olmuş 39+5 seni yarın sezeryana alalım. Kabul edildi onaylandı. Yatış işlemleri yapıldı ertesi gün saat 7 de buluşmak üzere..
  Ve bundan sonra ne olduğunu tam olarak hatırlayamamakla beraber içimde olan korku,heyecan,endişe.. Uçtu sanki sakinim evet fazla sakin durdurdum sanki herseyi. Evde yapılan son hazırlıklar uyumaya çalışmalar vee sabah olmuş ne çabuk..
  Hastane yolları taştan minnak kurbaagam sen çıkardın beni beni baştan. Çiktik yola sabahın köründe geldik hastaneye,odamıza yerleştik evet sanki heycanlıyım. Hemşirenin teki elinde bi önlük bunu giymen lazım. Hadii yaa bu çok çirkin. Sonuç giyildi tabiki. Bi sürü test ekg nst vs vs.. En kötüsü sonda aşaması. Acıtıyor gerçekten yırtıyor sanki ama takıyor bana ragmen,itmeme ragmen.. Vee biri elinde sedyeyle geldi gidiyoruz. Hazır değilim,korkuyorum hemde deli gibi. Gidiyoruz titriyorum ağlamak istemiyorum,eşim annem kardeşim kaynanam çok kişi var yanımda. Ağlarsam olmaz, ağlamıyorum.. Kapıdan içeri girerken annem yetişiyor korkma kızım dua et diyor. Ama çok korkuyorum heryerim titriyor..
  Asansöre biniyoruz yanımdakiler biseyler soruyor gerginliğimi almak için ama ne soruyor ne diyorum şimdi hatırlamıyorum.. Ameliyathaneye geldik etrafa bakmıyorum çok titriyorum üstüne çok soğuk. Serum takılıyor,kalp atışlarım için bantlar,bilmediğim bir sürü şey.. Anestezi uzmanı sakin olmami istiyor. Deniyorum.. Belime iğne vurcaklar sabit kalmam lazım. Bacaklarım titriyor kontrol edemiyorum. Nefesimi tutuyorum vee yapıldı işte o kadar da acımadı ki hem. Sadece iki saniye bekliyorum ama bi sene oldu sanki. Sıcaklık geliyor evet,gerçekten sıcaklık üşümem azalıyor. Bi kaç dk ka sonra hissiz,ağır ve uyuşmuş haldeyim. Hala çok korkuyorum elim kolum hala titriyor. Konuşamıyorum bişeyler soruyolar  evet  yada hayır diyorum en fazla. Kusucam sanki hoop bi igne.Bi tane abi başımda beni oyalıyor biliyorum sakın ol diyo kalp atışım çok hızlı,tansiyonum yüksekmiş.Sakinleşmemi istiyo benden ki herşey normal olsun. Eşimi soruyor o abi. Ne iş yapar, nasıl biri,ne der,ne giyer.. Fatihi anlatıyorum işe yarıyor sakinleşiyorum. Bişeyler oluyor,kesilip biçiliyorum ne yapiyorlar diyorum temizliyolar diyolar. Başlamadı mı hala başlayın artik duramıycam nefes alamıyorum diyorum hop burnuma bişey takiliyor. İtip kakılıyorum,çekip çekiştiriliyorum.İçim oynuyo,dalgalanıyorum.Kusuyorum galiba hoop bi iğne daha,geçiyor. Kandırdınız beni diyorum çoktan başladınız hatta çıkarıyorsunuz. Evet diyo bitmek üzere ben daha başlamadı deerken. Doğdu diyo ağlamadı,hani nerde,niye başka yere götürdünüz,yanıma getircekmisiniz,midem bulaniyo,kusucam,iyi mi bebek... Cevaplıyor o abi tüm sorularımı. Getiriyolar POYRAZ I şiş,buruş buruş,çirkin. Benim mi bu şimdi. Evet ağlıyorum bu benim bebeğim,öp demeseler aklıma gelmiyecekti öpüp koklamak. Götürüyolar, nereye,neden? Babasına gidiyor diyince ağlamam geliyor ne tepki vercek diye ben göremiycem diye.İyıce bakiyorum yüzüne kaybolmasın karışmasın..
 Yukarıya bakıyorum o gorüntü bana mı ait. Titremeye başlıyorum kusucam bi ilaç daha..Kapa gözleri kapa. Açıyorum sonra kusma dürtüsü geçince bakiyorum. Şu lambalar ayna gibi tam karnımı yansıtıyor, ne yapiyolar karnıma izliyorum korkmuyorum,bulanmiyorum.. Birisi dikerken içeriye bişeyler tepiyo ya sanırım bağırsaklarım..Bitti dikiş temizliyolar,bantlıyorlar. Çok soğuk çok üşüyorum.. Bitti ameliyat ama hala korkuyorum. Çişimi nasıl yapıcam ben bunu düşünüyorum. Odama gidiyomuşum. Bi ağlıyorum bi susuyorum. Asansörden kendime bakıyorum tavandan kötü görünüyorum. Gözlerimi siliyorum öyle görmesinler beni..Bizim kata geldik Fatih'i görüyorum başlıyorum ağlamaya.. Carşafı yüzüme çekiyorum görmesinler ağladıgımı. Bide çirkinim ki o an .Yatağıma koyuyolar çok ağır hissediyorum kıpırdayamıyorum. Üstümü giydiriyorlar. Ben sanki 100 kiloyum hala. Poyraz yatağında bakıyorum sadece. Saçma anne oldum ben. Uyusuğum belimden bacağımdan öte ruhen,aklen. Tepki veremiyorum ne düşünceğimi bilmiyorum,bisey düşünmüyorum bende. İzliyorum Fatihi,Poyrazı,annemi,kaynanamı,kardeşimi.. Ne olup bittiğine inanamıyorum. Evet oldu anne oldum bi bebegim var artık. İstediğim,hayal ettiğim gibi değil. Korktuğum,kaçmak istediğim gibi oldu herşey. Ama oldu Poyraz doğdu ;)

10 Eylül 2014 Çarşamba

HASTANE ÇANTASI

Bizim Hastane Çantamız
  Hamileliğimin 39 haftasının 2.günündeyim. Tabi ki şimdiye bırakmadım bu çanta işini bi aydır hazır beklemekteydi zaten ancak hastanedeki hemşire ablalarımla yaptığım görüşmeler evdeki herşeyi hastaneye taşıma diye bittiğinden çantamı tekrar bi kontrol için önüme alıyorum bugün. Ee artık erteleme imkanım yokmuş gibi geliyo bişey olursa telaşla gereksiz eşyaları alıp lazim olanları bırakmak olmaz.
  Hazır olan çantamda  havlu,terlik,geceliğim,pijamam,bebiş için iki  takim,zıbınlar,bodyler,çamaşırlarım derken aldığım herşeyi koyuyum belki lazım olur demiştim hazırlarken. Hepsini çıkardım şimdi karşımda boş bi çanta aklımdakileri yerleştiriyorum tek tek.
  İlk işim havluları yerleştirmek ki fırsat bulduğum ilk an bi banyo yapmak isteyeceğimi tahmin ediyorum. Çantaya itinayla yerleştiriyorum. Çantadan boşalttıklarımın çoğunu geri tepiyorum içine. Çamaşırlarım,atletlerim,geceliklerim, aah şurdaki peçetem sende gel atlayın çantama..
  Kısacası çantaya;
●Bir büyük bir küçük havlu ve havlu terlik
●Bir pijama,bir gecelik,uzun bir hırka
●Bol miktarda çamaşır,iki adet atlet
●Bebek için bir hastane çıkışı(battaniye,zıbın,alt üst takımı hepsini)
●Yedek takım(alt üst ve iç zıbını )
●Hasta bezi(5-6 adet),hijyenik ped
●Bebek bezi(6-7 adet)
●Pişik kremi,gögüs ucu kremi,gögüs kalkanı,gögüs pedi,emzik(kullanılcağını zannetmiyorum)
●Diş macunu fırçası,sabun şampuan vs.
●Küçük bi makyaj çantası ( bi göz kalemi bi kapatıcı )
●Peçete,ıslak mendil
●Kaynanamın isteği üzerine bana vermiş olduğu sarı tülbent.
  Hastanedeki hemşireyle konuşurken abartma çok fazla eşya getirme demişti ama ben yine de abarttım sanki biraz.Anlattığına göre doğumdan önce ve doğum sırasında hastanenin verdiği gömleği giyiyormuşuz doğumdan sonra duş alıp kendi geceliklerimizi giyecekmişiz. Hal böyle olunca iki gecelik iki pijama al diyenlerin aksine birer tane yetecektir. Bebeğe gelince hava sıcaksa bezini bağlayip zıbını giydiriyolarmiş amma soğuk olursa badysini falan giydiriyolarmiş. O yüzden iki takım aldım nolur nolmaz. Bebek bezini falan pakete ihtiyaç olcağını zannetmiyorum ev yakın hastaneye ki zaten normal şartlarda bi gün kalıncak sonuçta. Sarı tülbentte gelince de hastaneden çıkarken bebeğin üzerini örterlermiş sarılık olmasın diye. Mantıksız tamamen hurafe kocakarı uydurması evet ama olsun bebeği sarı tülbentte örmenin bi zararı olcağını zannetmiyorum. Örtelim gitsin kimseyi üzüp kırmayalım bi tülbent için...
  Hayırlısıyla bi doğursaydım burda yazdıklarım ne kadar lazımmış tecrübe edebilecektim. En yakın zamanda görüşmek dileğiyle efeniim hoş kalınız .

6 Eylül 2014 Cumartesi

39. Hafta Gebelik

Geldik Son Düzlüğe
  Yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz bizim ufaklıkla. Ufaklık dediğime bakmayın birazcık iri kıyım galiba bizim oğlan :) İki gün önce acile gittiğimizde makrozomi(iri bebek) dediler. Bi telaş aldı beni tabi normal doğum ihtimali ortadan kalkıcak diye. 3800 gr ölçüldü ultrasonda daha vaktinin dolmasına da iki hafta var herhalde 4000 gr dan fazla olcak diye tırstım işin özü. Bende ki sezeryan korkusu malum bide çocukta ortaya çıkabilecek sorunlar derken en kötüsü dolanıp durdu beynimde. Kendi doktorumla olan kontrolümde durumdan bahsettim bebeği tekrar tekrar ölçtü biçti. Onun ölçümlerine göre en fazla 3650 gr. Yani boş yere iki günlük gerginlik,stres. Ölçümlerde yanılma olabileceği,bebeğin sabit durmamasının bile değeri etkileyeceğini öğrenmiş olduk. Yani doğana kadar tam kilosu ne kadar kesin değil benim için. Yinede biraz iri olduğu göbeğime bakınca anlaşılıyor. Bunun dışında her şey yolunda suyumuz güzel,hareketleri yerinde öyle söylenilen gibi son haftalarda azalma yok hareklerinde. Tamam bi o yana bi bu yana hoplayamıyor belki ama ittirmeler oynaşmalar son sürat :)
  Bendeki gelişmelere dem vuracak olursak hala hissedilir derecede sancım yok. Kasılma var elbette ama sancım var diyemiyorum sonuçta ağrısız,karında gerginlik şeklinde. Bel ağrısı ayağa kalkınca doğrulmamı zorluyor. Gününün dolmasına az kala geç mi gelcek acaba diye sorar oldum kendime.! Son günlerde ki mide bulantısı can sıkıcı. Hamileliğimin ilk günlerinde yaşamadığım sıkıntıyı şimdi yaşıyorum. Doğumun yaklaştığın bir belirtisiymiş buda. Neyse ki az kaldı. Ağırlaşmanın ne olduğunu daha iyi anlıyorum. Kendi içime sığamıyorum sanki. Yemek yapmak,evi toplamak bi yana yatmak,oturmak bile sıkıntı. Dolaptan su alıp gelmek dahi yorucu benim için ;) Yine de hareket berekettir diyerek elimden geldiğince hareket ediyor,ev temizliyorum durmadan. Yürüyüş yapamıyorum bari bunları yapıyım. Pelvik ağrı denilen şey zorluyor tabi yürüyemememin asıl sebebi bu. Ee az değil 8 kg yakın bi baskı var. Bacakları açmak yada uyurken dönmeye çalışmak pelvis ağrısıyla sonuçlanıyor. Çok şükür balon gibi şişmedim hala. Ellerim,yüzüm normal gibi ki kilolu olmama rağmen. Ara ara sağ ayağım şişer sadece dinlenince geçer oda. Genel olarak hala iyiyim diyebiliyorum kendime. Kötüysemde iyiyim,değilsemde olacağım :)
  Tek merakımız artık ne zaman? Sürekli arayıp soranlar, doğurmadın mı hala sen diyenler. Telefonları açmamak kimseyle konuşmamak kimseye dert anlatmamak istiyorum ammaa ne mümkün tabi. Her zaman ki gibi şu günlerde de yalnızlık tercihim. Kendi annemin bile yanımda durması fikri hoşuma gitmiyor. Acı çekerken beni izleyen gözlerden mi, tepemde durup da acı içinde kıvranırken çaresiz bakışlardan mı bilmiyorum neden çekindiğimi. O anı hayal ettiğimde bi tek Fatih'in(ki muhterem kocam olur kendisi) yanımda olmasını istediğimi biliyorum. Annem,abim yada başkalarının yanında güçlüyüm pozları vermekten,başkalarının dedikleri dinlemekte,onların endişelerinden kendi endişelerime yer verememekten,gelen sancıyla, kendimle ilgilenemeyeceğimi biliyorum. Bu yüzdendir yalnızlık tercihim. Doğumda mahremiyetin ne kadar kıymetli olduğuda bilinen gerçek. Umarım düşündüğüm,istediğim şekilde ilerler herşey. Ani değişiklikler ve gereksiz süprizlerin benim deli olmamdan başka bi işe yaramadığı bir gerçek. Unutulmamalı ki bu benim hamileliğim,benim doğumum,doğacak olan benim çocuğum. Herşeyden, herkesden önce bana ve düşüncelerime saygı beklediğim. Yok canım zor bulursun sen o saygıyı denilirse sonuç malum 'Hepiniz kapayın çenenizi,rahat bırakın beni!'